Eğer
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler...
Arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı.
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan birinin kalbiyse eğer.
Daha çabuk unutulurdu belki su sızdırmayan sarılmalar, kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı.
Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de, kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi.
Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin, son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı.
Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman, beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.
O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi, yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı.
Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından, dokunulası ipekten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.
Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine...
Kulağına okunacak biri olsaydı eğer.
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse...
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu...
Kim uzanmak isterdi ince parmaklarına, mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer.
Bu yazıyı paylaş:
|