Mustafa KIMIL

Ana Sayfa | Haberler | Yeni | İletişim
  
    

En güçlü gıda



Asık yüzlü, somurtkan insanların pek sevilmediğini hepimiz biliriz.

Güler yüzlü insanların sattığı sirkeyi alırız da, asık suratlı insanların sattığı balı almak istemeyiz.

Bu, bütün insanların tabiatında var olan bir şey...

Yoğun çalışmalar ve üzücü olaylar karşısında sıkılan insanın, neşeli olmaya ihtiyacı vardır.

Bunun için ara sıra fıkra anlatmak, şakalaşmak her zaman iyi gelir.

Peygamber efendimizin de şakalaştığı, "Ben de şaka yaparım, fakat doğru konuşurum" buyurduğu hadis kitaplarında bildirilmektedir.

Bir defasında, yaşlı bir kadına, "Cennete kocakarı girmez" buyurunca, kadıncağız üzülür.

Bunun üzerine kadına, "Sen cennete girerken genç olursun" buyurur.

Güler yüzlü, yumuşak ve cana yakın insanlarla konuşmak, tanışmak ve kaynaşmak kolaydır.

Asık suratlı insanlar ile konuşmak, sıkıntıdır.

İhtiyaç kadar konuşur, bir an önce ayrılmak isteriz.

Şammay der ki; "Herkesi neşeli bir çehre ile karşılayın."

Kötü bir günümüzde olsak bile herkesi neşeli bir çehre ile karşılamak, onlara neşe ile selam vermek zorunda mıyız ?

Rav Şammay'ın sözleri bu anlama mı geliyor?

Bu konuda Talmud'un cevabı "evet" dir.

Tabii ki çok kötü ve mutsuz günler geçirdiğimizde etrafta sahte bir gülümseme ile dolaşmanız beklenemez.

Ancak kendinizi mutsuz hissetmeniz, aynı duyguyu başkalarına da hissetireceğiniz anlamına gelmemelidir.

Hislerinizi kontrol edemeyebilirsiniz ancak nasıl davracağınızı tayin etmek sizin elinizdedir.

Nasıl ki başkalarının size mutlu ve neşeli bir şekilde davranmasını istiyorsanız, sizin de onlara aynı şekilde davranmanız onları neşeyle karşılamanız, selam vermeniz gereklidir.

Talebelerinden biri Rav Şammay'a nişanlandığını bildirmiştir.

Haber neşeli olmasına rağmen öğrenci, yüzünde çok ciddi bir ifadeyle bu bilgiyi aktarmıştır.

Genç adamı tebrik ettikten sonra Şammay, ona bir aynanın karşısında durarak gülümseme uygulamaları yapmasını ister.

Çünkü "eğer nişanlına bana konuştuğun tarz ve ifade ile hitap edersen, ona kızdığını düşünecektir." der.

Şammay normal olarak pek de bahsedilmeyen çok önemli bir noktayı ortaya çıkarmıştır.

Neşesiz olmak ve somurtmak etrafımızdakileri derinden etkileyen "suçlardır".

Somurtmakta olan insanların çevresinde olanlar, kendilerini bu ruh halinden sorumlu hissederler.

Somurtan insan ne kadar da etrafındakilerin mutsuzluğundan kendini sorumlu hissetmese de, bu tip insanların çevresinde olmanın getireceği hoşnutsuzlukları benliğinde duyar.

Pesimist olanlar kadar, iyimser olanlar da çevrelerinde neşeli insanlar isterler.

Genç adama söylediği sözler Şammay'ın tavsiyesinin sadece sokaktaki adama yönelik değil, kendi aile çevremizde de uygulanması gerektiğini vurgulamaktadır.

Aynı evde oturanlar bile kendilerine nasıl davranıldığını yansıtırlar.

Etrafında ''neşeli çehre'' görmeyen bir kişi, sevilmediğini, ailenin sevgisine layık olmadığını düşünerek büyür, gelişir.

"Mutluluk Ciddi İştir" kitabının yazarı Dennis Prager'in şu sözleri bu konuda bize ışık tutar.

"Mutlu olabildiğimiz kadar mutlu olma ahlaki zorunluluğumuz vardır."

Talmud şu sözleri de Şammay'ın öğretisini güçlendirmektedir.

"Arkadaşına gülümserken dişlerini gösteren biri, ona süt ikram edenden daha üstündür."

Talmud bu sözlerle bize şunu öğretmek ister.

Gülümseme en güçlü gıdadır.


Bu yazıyı paylaş: