Mustafa KIMIL

Ana Sayfa | Haberler | Yeni | İletişim
  
    

Aşk ve zaman...



Sanki, zaman hiç geçmeyecekmiş gibi davranıyoruz.

Bir o kadar da zamana karşı mücadele ediyoruz.

Zamanla yarışıyoruz.

Sabahları erkenden uyanıp işe koşturuyoruz, harala gürele...

Akşam olduğunda dinlenmek için yine koştur, koştur eve dönüyoruz.

Varacacağımız yer neresi?

Ne zaman sevdiklerimize zaman ayıracağız?

Ne zaman, zamanın sadece çalışmak için bize hizmet etmediğini anlayacağız?

Kimileri dostluklarda geç kalır.

Kimileri sevgide...

Bazısı aşkta gecikirken benim gibi, bazısı dürüstlükte gecikir.

Kimi kavuşmakta geç kalırken, kimi ayrılmakta geç kalmıştır.

Çoğunluğumuz, sevdikleriyle yaşamakta gecikir...

Fark edilir ki yıllar geçmiştir ve çok az zaman kalmıştır yaşamak için.

Oysa geri dönüş yok!

En iyi şekilde kullanmak bizim elimizde zamanı unutmayın.

Bir yılın değerini tek ders yüzünden sınıfta kalan öğrenciye sorun en iyi o bilir.

Bir ayın değerini ise bebeği erken doğmuş anneye sorun, yaşatmak için döktüğü gözyaşları çektiği üzüntüleri.

Bir haftayı da, haftalık yayınlanan dergi editörüne sorun anlatsın size cırmalamalarını.

Bir saati ise, buluşmak için bekleyen aşıklara sorun,

Bir dakikayı, oruç tutanlara sorun, nasıl da geçmez zaman?

Bir saniyeyi, trafik kazasında hayatta kalmış insana sorun.

Bir saliseyi de, olimpiyatlarda yüz metre koşu finalinde gümüş madalya alan atlete sorun.

Sizin de her gün 86.400 saniyeniz var.

Gençken hiç geçmiyorken zaman, yaşlılıkta neden bu kadar hızlanır ki?

***

En asil duygu dediğinizde 10 kişiden 9'u hemen bunun aşk olduğunu düşünür.

Ki; ben de onlardan biriyim.

Bir yerde aşık olduğu kişi ölüp, başka bir şehirde gömülünce evini satıp o şehre ve adamın mezarının karşısındaki bir apartmana taşınan bir kadının hikayesini okumuştum.

Kadın her sabah uyanıp pencereden onun mezarına bakmanın kendisine huzur verdiğini anlatıyordu.

Burada kadının somut olarak ihtiyaçlarını karşılayan hiçbir durum yok; değil sıkı sıkı kucaklamak, onu görememekte, onunla konuşamamakta, ona dokunamamaktadır.

Aşk insana mantıksız da olsa, eziyet de verse çok tatlıdır.

Kendi kendini aptal gibi hissedeceği veya başkalarının gözünde aptal durumuna düşürebileceği şeyler yaptıran duygudur.

Uyuşturur insanı, harekete geçirse bile sahip olma duygusuyla değil, yakın olma duygusuyla harekete geçirir.

Asaleti de buradan gelir.

***

Kıymeti bilinmeyen en önemli iki değer:

Aşk ve zaman...

Aşkı yaşayabileceğiniz zamanınız bol olsun.

Değerini bilip, bolca ve keyifle harcayın, haydi durmayın zaman varken sevdiklerinizi kucaklayın!


Bu yazıyı paylaş: