GÜNCEL




ANA SAYFA



İLETİŞİM



YAZARLAR

Mustafa Kımıl


Çiğdem Akça


Adnan Dağıstanlı


Merve Kımıl


Fikret Adamhasan


Nagehan Tekbaş


M.Ali Nalbant


Aşık Ali İlhami





Yüreğir Belediyesi Türkiye'ye Örnek Oldu

Yüreğir Belediyesi Doğankent Kültür Evi'nde uygulanan 'Çadırda kalan ailelerin çocuklarına yönelik proje' Milli Eğitim Bakanlığı tarafından,Avrupa Birliği'nin mali, UNİCEF'in teknik desteği ile yürütülen proje örnek model oldu ve en başarılı projelerden biri olarak seçildi.

İstanbul' da düzenlenen "Okul öncesi eğitimin güçlendirilmesi" projesi kapanış toplantısında, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan'ı başarılı projesinden dolayı tebrik ederek, uygulanan güzel proje için Başkan Çelikcan'a ayrıca teşekkür etti.

Belediyeciliğin insan hayatının her alanında hizmet etmek olduğunu ve amaçlarının vatandaşa kaliteli kesintisiz hizmet vermek olduğunu belirten Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan, yeni açılan Kültürevleri ile daha birçok güzel projeler yapmaya devam edeceklerini belirtti.

Bu haberi paylaş:




Çomu Adana'ya liman istedi

Adana Sanayi Odası Meclis Başkanı ve aynı zamanda Gıda Sanayii Meslek Komitesi Başkanı Hüseyin Nuri Çomu, Gıda Sanayii Meslek Komitesi Üyeleri ile birlikte Adana Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Hamit Aygül'ü ziyaret etti.

2023 vizyonunu gerçekleştirmek için neler yapılması gerektiğini bugünden konuşulması gerektiğini belirten Çomu, “500 milyar dolar ihracat hedefi bulunuyor. Böylesi bir ihracat potansiyeli için limanlarımızın 3 kat daha fazla çalışması gerekiyor. Mersin limanın böyle bir kapasiteyi kaldırması mümkün değil. Bu sebeple Adana'da konteynır taşımacılığına imkan veren bir liman, bugünden yapılmalı” dedi.

Bu haberi paylaş:




Mustafa Ceyhan CHP Eyüp'e Aday

CHP Eyüp Belediye Başkan Adayı olan genç işadamı Mustafa Ceyhan aday adaylığını açıkladıktan sonra CHP Eyüp ilçe örgütünün karşında ilk sınavını başarıyla verdi.

CHP Eyüp Belediye Başkan Aday adayı olan işadamı Mustafa Ceyhan CHP Eyüp ilçesi tarafından düzenlenen aday adayı tanıtım toplantısında sergilediği performansla CHP Eyüp örgütünden tam not aldı.

Heyecanlı ve ateşli konuşması alkışlarla kesilen ÖDTÜ’lü ve Beşiktaş'lı olduğunu üzerine basa basa dile getiren Mustafa Ceyhan konuşmasında ileriye dönük mesajlar verdi.

Genç işadamı Mustafa Ceyhan kendini tanıtarak başladığı konuşmasında neden adayı olduğunu ve kime karşı aday olduğunu dile getirdi.

CHP Eyüp Belediye Başkan Aday adayı Mustafa Ceyhan; “Ben burada aday oldum çünkü ben anti Tayyip’çiyim, aday oldum çünkü Beşiktaşlıyım, aday oldum çünkü ODTÜ’lüyüm diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü.

"Ülkede yaşanan baskıların, yıldırmaların ve insanları ezmek üzerine kurulu bir sistemin olduğunu belirten CHP Eyüp Belediye Başkan Aday adayı Mustafa Ceyhan, biz bunu Eyüp’te değiştireceğiz sosyal belediyeciliği Eyüp başta olmak üzere İstanbul da ve tüm Türkiye’de bu anlayışı getirerek sosyal demokratların ülkeyi nasıl yönettiğini göstereceğiz, dedi.

CHP Eyüp Belediye Başkan Aday adayı Mustafa Ceyhan; “Biz bu belediyeyi aldığımızda son beş yılın hesabını sormayacağız son 20 yılın hesabını soracağız. Beni ilgilendirmez önceki dönemler deyip kapatmayacağız Ahmet Genç ve İsmail Kavuncu dönemini inceleyip, yapılanları bir-bir ortaya çıkarmak için elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz, bunları yapmak için de yerel iktidarı alıp gençlerimize olanaklar sağlayıp bu davada yanımızda olmalarını istiyorum." dedi.

Bu haberi paylaş:




30 duruşma yapıldı;
"Ne zaman delil toplanacak’


Mahkeme Başkanı Şeref Akçay 162 sanığın tutukluluğa yaptığı itirazın reddedilmesi kararına şerh koydu. Akçay “Gerekçe olarak delillerin toplanmamış olması gösterilmiş. 30’dan fazla duruşma yapılmış, delil toplanması yönünde yeni bir karar da yok. Hangi deliller toplanacak” dedi

Emekli paşalar Çetin Doğan, Halil İbrahim Fırtına, Özden Örnek ve Engin Alan’ın da aralarında bulunduğu 196 sanıklı davada tutuklu yargılanan 162 sanık, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tahliye taleplerini reddetmesi üzerine, itiraz haklarını kullanarak bir üst mahkeme olan 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurmuştu. Ancak bu mahkeme de 22 Ağustos 2011 tarihinde verdiği kararla sanıkların itirazını reddetti. Üye hakimler Mehmet Ekinci ile Birol Bilen’in oy çokluğu ile alınan ret kararına, mahkeme başkanı Şeref Akçay’ın muhalif kaldığı ortaya çıktı.

Mahkeme Başkanı Şeref Akçay, 9 sayfalık muhalefet şerhinde, şu ifadelere yer verdi: “Türkiye’de ihtilâl ile ilgili daha önce verilmiş örnek bir karar yok. Yargıtay’ın görüşü bu şekildedir, diye örnek göstereceğiniz bir karar da yoktur. Belki bu karar Türkiye’de ilk defa verilecek bir karardır. O nedenle bu hususların çok ciddi ve hukuki gerekçelerle tartışılması gerekmektedir. Bu tartışma yapılana kadar da sanıkların tutuklanması değil serbest olarak yargılanmasının asıl olması doğrudur. Çünkü eylemi atılı suçun dışında başka bir suç olarak değerlendirirseniz, tutuklamaları nasıl izah edeceksiniz?”

“Tutukluluk halinin devamı gerekçesinde delillerin henüz toplanmamış olması gösteriliyor. Hangi deliller toplanacaktır. Duruşmaların yapıldığı günden beri 30’dan fazla duruşma yapılmış, dosyadaki mevcut delillerin dışında sanıkların suçlarının sübutuna ilişkin delil toplanması yönünde herhangi bir ara karar verilmemiştir. Tutuklu da olsa tutuksuz da olsa resmi kuruluşlara yazılan bu yazıları değiştirme etkileme ihtimali yoktur.Ben sanıklar askerdir, onlar hakkında hiçbir şey yapılmasın, yargılanmasınlar demiyorum. Yargılansın, suç işleyen varsa ceza alsın ama adil yargılansın. Tutukluluk halinin devamı kararı Anayasa ve yasalara, ayrıca AHİM sözleşmesi ile korunan doğal ve insani hakları olan adil yargılama hakkını ortadan kaldırır.”

Bu haberi paylaş:




Başbakan kararlı; Caniyle pazarlığa devam...

Teröristle pazarlığın deşifre olması sonrası karmaşık açıklamalar yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu kez meydan okudu: Görüşmeler gerektiğinde tabii ki olur. MİT niye var? Bunun için var. Gerekirse yine “Git arkadaş, gerekeni yap” deriz.

“Müzakerelere devam etmek ihanettir”

Terörün her geçen gün can almaya devam ettiği bir dönemde, Meclis’in açılmasıyla birlikte yeni Anayasa’nın yapım süreci hız kazanmışken, Başbakan’ın “Görüşmeler gerektiğinde tabii ki olur. MİT niye var? Bunun için var. Gerekirse yine ’Git arkadaş, gerekeni yap’ deriz” şeklindeki açıklamalarına muhalefetten tepkiler gecikmedi. MHP Tokat Milletvekili Reşat Doğru, Başbakan’ın MİT müsteşarı vasıtasıyla PKK terör örgütü ile görüştüğünü kabullendiğini ve tekrar görüşülebileceğini ifade ettiğini söyleyerek, “Bu bir garabet ve ihanettir. Demek ki daha önce söylemiş olduğu sözlerin dışında bunu söyleyerek bir garabetin içerisine girmiş durumdalar. Şehitlerin her gün attığı, terörün azgınlaştığı bir ortamda ve anayasanın yeniden düzenlenmeye başladığı bir ortamda yapılan bu açıklamaların çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti devletini bölmek ve parçalamak isteyen unsurların birleşmesiyle nereye gelindiğinin göstergesidir. Başbakan ’Ciğerim yanıyor’ diyor ama aslında milletimizin ciğeri yanıyor” dedi.

MHP Iğdır milletvekili Sinan Ogan da bu açıklamadan iktidarın terörle müzakereyi, mücadeleden daha makul gördüğünün anlaşıldığını belirterek, “Başbakan Birleşmiş Milletler gibi bir ortamı yakalamışken konuşmasının ana eksenini Gazze oluşturuyor. Türkiye’nin en önemli sorunu olan terörden bir kelime bahsetmiyor. Böyle bir fırsat elinize geçmiş neden orada terörü destekleyen ülkelerin gözünün içine baka baka ‘kesin şu terörü’ diyemiyorsunuz. Neticede benim Mehmetçiğim şehit oluyor. Bu hepimizin canını yakan bir mesele. Eğer bu sorun çözülecekse, iktidar müzakere mantığından çıkıp mücadele mantığına gelecekse biz elimizden geleni yapmaya hazırız. Yeter ki terör belasından bu ülke kurtulsun” diye konuştu.

Bu haberi paylaş:




Yazıcıoğlu soruşturmasında şok gelişme

4’ü muvazzaf asker 7 zanlıya tutuklama kararı çıktı.

BBP eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin can verdiği helikopter kazasıyla ilgili soruşturma kapsamında, 4 gündür gece gündüz devam eden sorgulama, önceki gün sabaha karşı tamamlandı. Mahkemeye sevk edilen 12 kişiden 4’ü muvazzaf asker, 7 zanlı tutuklandı.

“Helikoptere ait cihazların çalınmasına iştirak etme, suç delillerini karartma, sahte tutanak düzenleme” iddialarıyla tutuklanan kişilerin 4’ü muvazzaf asker.

BBP eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 7 kişiye tutuklama kararı çıktı. Soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Başsavcı Vekili Özden Doğan ile Şeref Gürkan tarafından sorgulandıktan sonra tutuklama istemi ile Malatya Özel Yetkili 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edilen 12 şüpheliden 4’ü muvazzaf asker 7’si tutuklandı. 5 gün boyunca geceli gündüzlü süren ifade alma işlemi önceki gün gece yarısı sona erdi. Dün sabaha karşı 04.00’te sona eren yargılama sonucunda şüpheliler, F.S., K. M., Ş.S., N.M., N.B., C.Ş. ve A.Ö., tutuklandı. Tutuklanan muvazzaf askerler arasında, Cumhurbaşkanı Gül’e gönderilen videoda enkazdaki cihazı söktükleri iddia edilen askerler A.Ö. ile N.M.’nin de bulunduğu bildirildi. Tutuklanan zanlılar Malatya E Tipi Cezaevi’ne konuldu. Bu kişilerin, “Helikoptere ait cihazların çalınmasına iştirak etmek, suç delillerini karartmak, sahte tutanak düzenleme ve silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamalarıyla tutuklandıkları belirtiliyor.

Bu haberi paylaş:




Altın Koza'da kazananlar...

18. Altın Koza Film Festivali Büyük Ödül Töreni gerçekleşti. En çok ödülü ''Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi'' filmi aldı.

Adana'daki Merkez Park Amfi Tiyatro'da gerçekleştirilen ve sunuculuğunu Özlem Gürses ile Murat Başoğlu'nun yaptığı ödül töreni, sanatçıların kırmızı halıdan geçerek tören alanına gelmesiyle başladı.

Törene katılamayan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile Adana milletvekillerinin telgrafları okundu.

Adana Büyükşehir Belediye Başkan vekili Zihni Aldırmaz, Kültür Bakanlığı Sinema ve Sahne Sanatları Telif Hakları Daire Başkanı Sare Doğan'a teşekkür plaketi sundu.

Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması ve Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması'nda derece alan filmlere Altın Koza heykelciklerinin verilmesi ve sanatçı Leman Sam'ın mini konserinin ardından, 14 filmin yarıştığı büyük ödüllerin dağıtımına geçildi.

VE ÖDÜLLER

Onur Ünlü'nün senaryosunu yazdığı ve yönettiği ''Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi'' filmi, ''En iyi film'', ''En iyi senaryo'' ve ''Jüri oyunculuk özel toplu performans ödülü''nü kazandı. ''En iyi film'' seçilmesi nedeniyle de 350 bin TL'lik rekor ödülün sahibi oldu.

Hacite Aslan ''Vücut'', Görkem Yeltan ise ''Eylül'' filmlerindeki rolleriyle ''En iyi kadın oyuncu'' ödülünü paylaştılar.

''En iyi yönetmen ödülü'', ''Eylül'' filmiyle Cemil Ağacıkoğlu'nun oldu.

''En iyi erkek oyuncu ödülü'' ise ''Gelecek Uzun Sürer''deki rolüyle Durukan Ordu'nun oldu.

Ayrıca, ''Yılmaz Güney ödülü'' Özcan Alper'in yönettiği ''Gelecek Uzun Sürer''e, ''Adana izleyici jürisi'' ise Ruhi Karadağ'ın yönettiği ''Simurg'' filmine verildi.

''Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) en iyi film ödülü''ne ise ''Gelecek Uzun Sürer'' filmiyle yönetmen Özcan Alper layık görüldü.

Gecede verilen diğer ödüller ise şöyle oldu:

Umut Veren Genç Erkek Oyuncu: Hakan Kurtaş (Vücut) ve Gün Koper (Aşk ve Devrim)

Umut Veren Genç Kadın Oyuncu Ödülü: Deniz Denker (Aşk ve Devrim)

En İyi Kurgu Ödülü: Taner Sarf (Eylül)

En İyi Sanat Yönetmeni Ödülü: Adalı Aksoy (Aşk ve Devrim) (Saklı Hayatlar)

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü: Tuna Orhan (Memleket Meselesi)

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü: Şeyla Halis (Vücut)

En İyi Müzik Ödülü: Mustafa Biber (Gelecek Uzun Sürer)

En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülü: Feza Çaldıran (Gelecek Uzun Sürer)

Jüri Özel Ödülü: Aşk ve Devrim (Yönetmen: Serkan Acar)

Jüri bu yıl ayrıca, ''Ses Tasarımı'' başlığı ile yeni bir kategori açılmasını ve ödülün, ''Kaybedenler Kulübü'' ve ''Eylül'' filmlerindeki çalışmaları nedeniyle Burak Topalakçı'ya verilmesini kararlaştırdı.

Bu haberi paylaş:




Yaşar Nuri Hoca’ya 25’lik sevgili!

İlahiyat Profesörü Yaşar Nuri Öztürk konuk olduğu ‘Canlı Hayat’ adlı programda 25 yaşında genç bir sevgilisi olduğunu açıkladı.

Özel hayatıyla ilgili ısrarlı sorular karşısında aşık olduğunu itiraf eden 61 yaşındaki Öztürk, kendisinden 36 yaş küçük sevgilisinin ismini söylemek istemedi.

Gizli tutmaya çalıştığı sevgilisi için ‘İsmini söylemem ama kumral. Hayatımda hiç alyans takmadım ama bu defa takacağım’ diyen Öztürk’ün yeniden evlenmeyi planladığı konuşuluyor.

Bu haberi paylaş:




Uğur böceğinin sırrı!

Uğur böceğindeki zehir 12 bakteriyi öldürüyor...

Alman bilim adamları, uğur böceğinin zehirli bir türünün salgıladığı harmonin adlı kimyasalın birçok hastalığa karşı antikor taşıdığını ortaya çıkardı.

Wurzburg Üniversitesi’nde yapılan deneylerde, böceğin kendini tehlikede hissetiği durumlarda düşmanına saldırmak için kullandığı zehirdeki kimyasalın kolibasili, sıtma ve verem başta olmak üzere 12 bakteriyle savaştığı belirtildi.

Bilim dünyası üretilecek yeni antibiyotiklerde bu kimyasalın temel olarak kullanılabileceğini belirtti. Kana benzeyen sıvıya bilim dünyası daha önce refleks kanı adını veriyordu.

Bilim adamları, düşük oranda kullanılan kimyasalın bile sıtma parazitlerine karşı başarılı sonuçlar verdiğini açıkladı. İnsan sağlığına tehlikesi olan kimyasalın, yapılacak deneylerden sonra ilaç yapımında kullanılacağı açıklandı.

Bu haberi paylaş:




“PKK ve PJAK’a silahı ABD verdi”

İran Kara Kuvvetleri Harekat Komutanı General Ali Arateş, geçen ay içinde Irak’ın Erbil kentinde bulunan ABD konsolosluğu aracılığıyla PKK ve PJAK’a çok sayıda 120 mm’lik havan topu ve el telsizi verildiğini öne sürdü. Fars Haber Ajansı’nın haberine göre, PJAK’a karşı yürütülmekte olan operasyonlara İran devrim muhafızlarının yanı sıra kara kuvvetlerine bağlı birliklerin de katıldığını belirten General Arateş, iki grubun son bir aydır Kandil dağındaki Jasosan bölgesinde bolca tünel kazdığını bildirdi. İranlı general, iki grubun ateşkesle zaman kazanarak Kandil’de düzenlenecek daha geniş çaplı bir harekata karşı hazırlık yapmak için zaman kazanmaya çalıştığını söyledi.

ABD’den PKK’ya silah akışıyla ilgili haberler birçok kez kamuyouna yansıdı. 2007’de dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, “Müttefiklerimiz PKK’ya silah satıyor” açıklamasını yapmıştı. PKK’lı itirafçılarının Kuzey Irak’taki ABD askeri araçlarının PKK kampına gittiklerini açıklaması, öldürülen PKK’lıların üzerinde ABD silahlarının çıkması PKK’ya ABD desteğinin kanıtı olarak gösterilmişti. Büyükanıt da, Mayıs 2007’de yaptığı açıklamada, teröre destek veren müttefiklerimizi şöyle eleştirmişti: “Teröriste mali yardım yapan da teröristtir. Müttefik olan ülkeler arasında PKK terörünü doğrudan ve dolaylı olarak destekleyen ülkeler vardır. Bu bizi son derece rahatsız etmektedir. Türkiye’de teröristler çeşitli patlayıcılar kullanmaktadır. Topuk koparan mayınlar ve C4, A4 patlayıcılar... Bunlar süpermarketlerden alınmıyor.”

Bu haberi paylaş:




Dağdan Boğaz'a...

Kan davası ve terörün içine doğdu. Okumak, kendini kurtarmak istiyordu ama...

Kan davası ve terörün içine doğdu. Okumak, kendini kurtarmak istiyordu ama ailesinin maddi gücü yoktu. Bütün yardım talepleri cevapsız kaldı. Kazandığı İstanbul’daki Bahçeşehir Üniversitesi’ne Son çare olarak yazdığı bir mektup kaderini değiştirdi. Muhammed Cemal Demir, adı mayın patlamalarıyla anılan Hakkari’nin Geçit dağ köyünden İstanbul Boğazı kıyısındaki özel üniversiteye ve özel yurda yerleşti. Şimdi teknolojide nam salmış bir bilim insanı olmak istiyor.

Geçen yıl tam da bu zamanlarda patlayan bir mayınla dokuz kişinin yaşamını kaybettiği Hakkari’nin Geçitli Köyü’nde Muhammed Cemal Demir, üniversite hayalleri kuruyordu. Yedi çocuklu köyün imamı Mehmet Demir’in en büyük oğlu. Türkçeyi ilköğretime başladığında öğrendi. Okumak için çok çaba harcadı. Köyündeki okul kapatılınca, dokuz yaşında ailesinden uzaktaki Yatılı Bölge İlköğretim Okulu’na gitti. Meraklıydı, araştırmacıydı, öğretmenlerine göre, çok zekiydi.

Ama Hakkari Fen Lisesi’ni kazandığında bile umduğunu bulamamıştı. Çünkü, ilk üç ay ne okul, ne de öğretmen yüzü görebildi. Okul binasının inşaat tamamlandığında yurt bulunmadığından okul ile ev arasındaki 30 kilometrelik yolu sabah-akşam terör kurbanı olma korkusuyla gidip gelmeye başladı. Bu yüzden bir yıl boyunca ilk dersleri hep kaçırdı. Zaten okula gelen öğretmen de terörden yılıyor, bir gördükleri öğretmeni ertesi ay göremiyorlardı. Bütün bunlara rağmen Muhammed Demir TÜBİTAK Proje Yarışması’nda bölge üçüncüsü oldu.

Yaz tatillerinde koyun güdüyor, ot topluyor, bütün zamanını babasına yardım ederek geçiriyordu. Kaderini değiştirmek istiyor ama bunun hiç de kolay olmadığını görüyordu. Kimi zaman PKK’lıların “Okula gitmeyeceksiniz, sizi formayla yakarız” tehdidi karşısında evinde oturuyor, kimi zaman da yayla meselesi yüzünden kavgalı oldukları köylülerin, kendisini de aile büyükleri gibi vurmaması için saklanıyordu.

Muhammed Demir yine de, “Uzaya çıkmak gibi” dediği üniversitenin hayalleri kuruyordu. Taa ki geçen yıla kadar. Yatılı okulda yatakhaneyi paylaştığı arkadaşları ve akrabalarının da aralarında olduğu dokuz kişi mayın patlaması nedeniyle ölünce umutları da o kaybedilen canlarla birlikte söndü. Sınav günü bile Muhammed kasabaya inerken, bir yayla meselesi yüzünden amcası dövüldü. Ailesi ona da bir şey olmaması için apar topar sınav salonuna attı Muhammed’i. Sonrasında da bir hafta boyunca bir yerde saklandı. Herkes ondan tıp bekliyordu ama sonuçlar geldiğinde umduğu puanı bulamamıştı.

Yine de LYS’den aldığı 337 puanla tercih yaptı. Bahçeşehir Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nü ilk sıralara yazdı. Tercih sonuçları açıklandığında ‘kazandı’ kağıdını alınca oturdu, okuyabilmek için her yere mektup yazdı. İlk olarak Somali için televizyonda toplanan paralarda en yüksek yardımları yapanlara mail attı. Cevap gelmedi. Sonunda istediği üniversite olan Bahçeşehir Üniversitesi’nin Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel ve Rektörü Prof. Dr. Şenay Yalçın’a hitaben, “Kurtarın beni bu terör belasından” başlıklı bir mektup yazdı. Mektubu okuyan Yücel ve Yalçın, Güneydoğu’nun terörle anılan bu şehrindeki gence elini uzattı. Bir yıl hazırlık sınıfı da olmak üzere 120 bin lira tutan beş yıllık eğitim masrafını karşıladılar ve bunun yanında özel bir yurtta kalma imkanı sağladılar Muhammed’e. Hakkari’nin dağ köyünde koyunları otlatırken okuyan Muhammed Demir, şimdi Boğaz’a nazır üniversitede eğitim görecek.

Bahçeşehir Üniversitesi burs vermeseydi ne olurdu?

- Bu okulu tercih formuna yazarken özel olduğunu biliyordum. Dayım, babam bana çok kızdı, “Nasıl okuyacaksın” dedi. Bir ramazan sabahı sahura kalktım. Televizyonda yardımseverlerin Somali için topladığı yardımlar gördüm. Bana da ederler diye düşündüm. En fazla yardım yapanların isimlerini aldım, mesaj çektim, mektup yazdım. Ama kimse bana yanıt vermedi. Son çare olarak üniversiteye mektup yazdın...

- Evet, okumam, kurtulmam lazımdı. İçimden ne geldiyse olduğu gibi yazdım. Benim okumam demek, 2 bin kişilik nüfuslu köyümün hepsinin okuması demek. Çünkü, bizim oralarda okumuş adamın sözü dinlenir. Bana verilen burs başkasına verilse bir kişi okur ama bana verilenle iki bin kişi okur. Çünkü herkes etkilenir benden. Köyümün, bölgemin gençleri benden etkilenir, doğru yolu bulurlar.

Bu haberi paylaş:





Marjinal'ce


Bu karikatürü paylaş: