Eylül ayı içinde 9.Cumhurbaşkanımız Sn.Süleyman Demirel’in özel kalemini arayarak,Adana il 2.başkanı olarak 29 Ekim veya 10 Kasım’da olmasını önemle belirttiğim ziyaret için randevu talep ettim. 10 kişilik bir heyetle ziyaretimizin mümkün olup olmadığını sordum. Taleplerimin not alındığı kendisiyle görüşülüp bana dönüleceği bilgisi verildi. Nihayet 27 Ekim-saat:18:00’de Sn.Süleyman Demirel’in bizler için ”baba”nın özel kalemi tarafından, randevu talebimi kabul ettiği ve 29-Ekim, saat:13:00 de kabul edeceği söylendi.
Neden 29 Ekim veya 10 Kasım, benim ve tüm Türk halkı için çok özel olan bu günlerde, ülkesine pek çok alanda hizmetler vermiş T.C. Başbakanlığı ve T.C. Cumhurbaşkanlığı görevlerinde bulunmuş olan Sn. Süleyman Demirel’i ve T.C. Kurucusu Ulu Önder Atatürk’ü ziyaret etmek çok anlamlı olacaktı. Bu programa bir de Celal Bayar köşkünü ziyaret etmeyi ekledim. Atatürk'le anılarını büyük zevk ve ilgiyle okuduğum, Atatürk’ün son başbakanı ve Demokrat Partinin kurucusu, 3.Cumhurbaşkanımız Sn. Celal Bayar’ın köşkü. Demokrat Parti'ye miras bıraktığı ve şu anda özel toplantılar ve konukların kabul edildiği çok özel bir mekan...
Güniz sokak'taki ofisinde tadilat olduğu için bizi evinin salonunda ağırladı Sn.Demirel, 12 kişiyle yaptığımız ziyaret çok etkileyiciydi. Her zaman saygı duyduğunuz bir insanla gayet samimi bir sohbet... Ben ve bütün arkadaşlarım bizimle gelemeyen arkadaşlarımız için üzüldük. Çünkü bu çok özel ziyaret çok anlamlıydı. Sn.Demirel ülkemizdeki gelişmelerle ilgili üzülmememizi, T.C’nin koruyucusu olarak, Atatürk’ün ilke ve inkılaplarından şaşmadan ülkemize hizmet sırasının tekrar geleceğini belirtti ve ayakkabı biraz daha halkın ayağını sıksın dedi. Elini öperek girdiğimiz salonundan, elini öperek ayrıldık. Allah sağlıklı uzun ömürler versin, hafızasıyla meşhur 9.Cumhurbaşkanımız Sn.Demirel‘în beni adımla yolcu etmesi de benim için çok anlamlı oldu. Yine ülkemize ve partimize çok önemli hizmetlerde bulunmuş olan Sn.Hüsamettin Cindoruk’u da en kısa zamanda ziyaret etmeyi programımıza aldık. Onunla da DP Genel Başkanlığı sırasında, çok özel anılarım olduğu için kendimi şanslı sayıyorum. Oda inanılmaz mütevazi, tam bir devlet adamı. Aynı zamanda samimi ve doğal bir insan... Böyle parti büyükleri olan bir misyondan gelmek bence büyük bir şans, onların bilgi ve deneyimlerinden sonuna kadar yararlanmalıyız.
Celal Bayar köşkü ve Anıtkabir ziyaretimiz de çok anlamlı ve duygu doluydu. Özellikle Atatürk’ümüzün mezar odasının kapısındaki görevlilerin açıklamaları bizi çok duygulandırdı. “Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” sözlerinin vasiyet kabul edildiği ve tamamen ilaçlarından arındılarak, Müslümanlık şartlarına uygun olarak toprakla bütünleştiği anlatıldığında göz yaşlarımızı tutamadık. Ziyaretçi defterine; ”Ulu önder Atatürk, açtığın yolda, gösterdiğin hedefe hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim. Ne Mutlu Türküm Diyene!” yazdım. Ölene kadar verdiğim sözün arkadasında olacağım...
Ulu Önder Atatürk, Cumhuriyetin ilanından sonra tüm kutlamalara katılmış, ölüm döşeğinde olduğu için 1938’deki kutlamaya katılamamış ama iptal ettirmemişti. Başbakan Celal Bayar aracılığıyla birlik mesajı vermişti.
Atatürk: “Memleketini, en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden, felaket ve musibetlerden ve düşman istilasından nasıl korumuş ve kurtarmışsan, Cumhuriyetin bugünkü feyizli devrinde de vazifeni aynı bağlılıkla yapacağına hiç şüphem yoktur...
Bugün, cumhuriyetin 15.yılını mütemadiyen artan büyük bir refah ve kudret içinde idrak eden büyük Türk milletinin huzurunda kahraman ordu, sana kalbi şükranlarımı beyan ederken, büyük ulusumuzun iftihar hislerine de tercüman oluyorum. Türk vatanının şan şerefini dahili ve harici her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni her an ifaya hazır ve amade olduğuna, benim ve ulusumuzun tam bir inancımız vardır. Cumhuriyet bayramının 15.yıldönümü kutlu olsun…”
Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük eseri Cumhuriyetin kuruluşu, Türk ulusunun zincirlerini kırdığı gündür. Cumhuriyet bize umut verir, yaşama sevinci aşılarken, günümüzde AKP hükümeti tarafından cumhuriyetin kuruluş felsefesi bir kenara atılmış durumda ve temelleri sarsılmakta...
Van depreminin bahane edilerek cumhuriyet kutlamalarının iptal edilmesi bizim gibi tüm cumhuriyet sevdalılarını çok üzdü. 10-Kasım törenlerinde ise daha da üzüldük. Çünkü bu yıl anma günü etkinlikleri Adana’da artık geleneksel hale gelmiş olan Çukurova Üniversitesi'nde yapılmadı. Vali anıttaki ve Seyhan Belediyesi salonundaki törenlere katılmadı. Üniversiteye olumsuz yanıt veren Adana valisi, bu yıl ki anma törenini Milli Eğitim yapacak diye karar almış. Seyhan Belediyesi salonunda sadece 20 gün önce görevin kendilerine verildiğini öğrenen öğrenciler, Atamıza olan sonsuz sevgi saygılarıyla ellerinden geleni yaptılar. Ama salonunun çok yetersiz olması ve tüm mülki amirlerin vekilleri tarafından temsil edilmesi içimizi burktu ve bizleri isyan ettirdi. Olanların tesadüf olmadığı hepinizin malumudur. Başbakan ve hükümeti günü geldiğinde bu saygısızlıkların hesabını yine Türk halkına verecektir.
Ölümünün 73.yıl dönümünde hala büyük bir sevgiyle anılan ve özlenen Ulu Önder Atatürk’ü unutturmak mümkün değildir. Buna teşebbüs edenleri tarih affetmeyecektir...