12 Haziran-2011 seçimlerinden sonra, 3.dönem iktidara gelen AKP Hükümeti tarafından kadınlara karşı işlenen cinayetler ve şiddet konusunda
caydrıcı yasalar çıkarılamayıp, somut adımlar atılamadı.
Şu ana kadar yapılanlar hiç de tatmin edici değil, aksine bu olaylarda çok önemli bir artış var. Günde 3 kadın cinayete kurban gitmeye başladı.
”Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı”, kadın politikalarına uzak bir şekilde ve kadınsız olarak yeniden yapılandırılmaya çalışılıyor.
Ne meclis ne de hükümetten konuya yeterli duyarlılık gösterilmiyor. Değişik ortamlarda gözyaşı akıtmaktan çekinmeyen hükümet üyeleri maalesef aynı
acıyı, kadın cinayetlerinde gösteremiyorlar.
Parlemento sıralarında oturan 78 kadın milletvekilinin Parlemento da kadınların haklarını aramaları gerekirken, 12 Haziran 2011 seçimlerinden
bu yana her hangi bir açıklama veya tepkiye rastlanmamıştır. Adı değiştirilen bakanlıkla kadın bir birey, yurttaş olmak yerine ailenin bir parçası
olarak yine iktidar tarafından konumlandırılmıştır.
2002 yılından beri tek başına iktidar olan AKP hükümeti döneminde ülkemiz kadın hakları konusunda geriye gitmiştir.
Orta Doğuda cereyan eden olaylar ise tüm bölge geleceği açısından çok sıkıntılı günlere gebedir. İsrail ile aramızda oluşan ve gittikçede kötüye
giden gerginlik hiç de hayra alamet gözükmemektedir. Türk Dış politikası TC tarihi boyunca hiç bu kadar kötü yönetilmemişti.
Devlet adamı anlayışından çok uzak açıklamalar peş peşe yapılmakta olup, gerginlik yaratma konusunda ise sanki özel çaba sarf edilmekte.
Orta doğuyu parçalama projesine AKP hükümeti açık destek vermektedir.
AKP hükümeti ülkemizde aç olarak yatağa giren 3 milyon çocuğu görmezden gelmekte, bu konuda hiçbir şey yapmamaktadır.
Ülkemizde açlıktan ölen Kübra ve diğerleri için “her zaman ve her yerde yaşanıyor” cümlesini kullanan başbakanın, Somalili çocuklara adeta şov
yaparak koşması oldukça düşündürücüdür.
Sıfır terörle teslim aldıkları ülkemizde, her gün terör olayları yaşanır hale gelmiştir. Artan terör olaylarının önünü kesemeyen,
ülkeyi 3 dönemdir tek başına yöneten AKP hükümeti bu olayların neticesinden birinci derecede sorumludur.
Türk milletini 37 etnik kökene bölen başbakanın açıklamalarını kimse unutmadı.
Yüzde 50 ile iktidara gelen ama hala çözüm üretmek yerine şikayet eden başbakan ve hükümetini devlet adamı anlayışıyla davranma görevine davet
etmeli, başbakanı da gerek ana muhalefet, gerekse muhalefet partisi genel başkanlarına karşı kullandığı devlet adamına yakışmayacak,
yakışıksız söz ve üsluplarından dolayı kınamalıyız.
Yine terör olayları yine şehitler..
AKP Hükümeti, bu gidişe dur deme zamanı hala gelmedi mi?